benzersiz bir e-mail pazarlama öyküsü: ipek hanım çiftliği — özel röportaj

--

ipek hanım çiftliği

istanbul’un monoton iş hayatından sıyrılıp ege’ye yerleşen ve orada ipek hanım çiftliği adında bir çiftlik kurarak türkiye’de e-mail pazarlama konusunda bir ilki oluşturan, tüm köy halkını örgütleyip imece usülünü tekrar canlandıran, abd’de yale üniversitesinde “case study” olarak incelenen ve dünya çapında bir çok üniversitede tez konusu olarak ele alınan üstelik bütün bunları bir laptop, bir gmail hesabı ve bir blogla gerçekleştiren pınar kaftancıoğlu’nun benzersiz başarı hikayesini ‘’dijital yönüyle’’ mercek altına aldık. türkiye’de samimiyetle doğan ve şu an dünya çapında 60.000 kişilik mail listesine gönderim yapan ipek hanım çiftliği’nin kurucusu pınar kaftancıoğlu’na merak ettiklerinizi sorduk.

pınar kaftancıoğlu, 10 yıldır aydın nazilli’deki çiftliğinden tüm türkiye’ye hatta dünya çapındaki abonelerine mail üzerinden her hafta bir konuda kendi yazdığı bilgilendirici yazısını ve o hafta çiftlikte yetişenleri paylaşıyor, yirmi yıldır çizgisini bozmadan mail üzerinden sipariş almaya devam ediyor.

istanbul’da çalışan bir çok kişinin aklının bir noktasında sizin dediğiniz gibi ege’ye kaçmak var, iş hayatını bırakıp ege’ye kaçmak elbette beraberinde riskler de içeriyor, bu ayrımda olanlara ne öneriyorsunuz?

ipek hanım çiftliği kurucusu pınar kaftancıoğlu

pek bir risk yok aslında… sürdürebileceğiniz belirli bir işiniz var ise herhangi bir olumsuzluk ya da eksiklik ile karşılaşmazsınız. belki de yaratabileceğiniz bir girişim fikriniz vardır, onda da risk almaya değer.

çocukların eğitimi, “orada ne yaparız ne ederiz” düşünceleri… ben ege’ye yerleşmeye karar verdiğimde sene 1998 idi. o yıllarda bile ne çocuğumun eğitiminde bir eksiklik yaşadım, ne korktum ne de bir başıma kaldım. bugünün globalleşen dünyasında bunlar tamamen geride kaldı. iyi okullar her yerde var, akşam kanepeye uzandığında izleyeceğin içeriklere her yerden ulaşabiliyorsun, istediğin kitap her yere geliyor…

fakat hani düşünceniz “ege’ye gideyim, tarım yapayım” gibi bir şey ise iyi araştırmanızı, iyi dinlemenizi, kararı vermeden önce tarımın içinde en az bir yıl çalışmanızı ve tüm zorluklarını görmenizi tavsiye ederim. tarım zor iştir, cidden zor, belki de dünyanın en zor işlerinden biridir. yapmaya değer mi? bence değer… ama öyle ege’ye gittiniz, “tohumlar fidana, fidanlar ağaca” şarkısı eşliğinde neşeyle hasat yaptınız gibi bir durum yok maalesef.

haber türk’de katıldığınız programda ‘’bir sabah binlerce mail gördüm ve birileri spam yapıyor sandım’’ dediniz, nasıl bir duyguydu ve ne yaptınız?

on yıl öncesinde çiftlik hakkında çıkan bir haberin ertesi idi. çiftlik kulaktan kulağa yayılıyordu o yıllarda, otuz kişi ile başladık, birkaç ay sonra üç yüz, bir kaç ay sonra üç bin filan diye gitti. bir mihenk taşı filan diyemem o bahsettiğiniz gün için ama evet, şaşırtıcı oldu. portakal ağacı isimli blog’ta çiftlik hakkında çıkan ufak bir haberin ertesi idi. çok ilgi çekti, çünkü hiç olmayan bir şey idi. denenmemiş, yapılmamış bir şey idi. sahiden de bir sabah bilgisayarı açtım, bin ya da bin iki yüz civarı mail ile karşılaştım. oturdum o gün sabahtan akşama kadar hepsine tek tek yanıt yazdım. bir yıl sonra o sayı, standart bir günde gelen mail sayısına dönüştü. zaman zaman artıyor, zaman zaman biraz azalıyor olsa da haftada ortalama 5.000 civarı e-mail’e tek tek yanıt yazmaya devam ediyorum hala. bir bölümünde kopyala — yapıştır yanıtlar kullanıyorum mecburen ama okumadığım tek bir mail bile yok.

dijital olmasaydı sizce ipek hanım çiftliği bu noktaya gelir miydi? hikayenizde dijitalin payı sizce ne kadar?

bu payın son derece büyük, son derece önemli olduğunu düşünüyorum. dijitalleşme derken, ipek hanım çiftliği hiçbir zaman klasik bir internet satış sitesi olmadı. yani tıkla, sepete at, kasaya git gibi şeyler yok. basit bir blog’dan ötesi değil ipekhanim.com sitesi. yararlanıcılarımız ile büyük bir iletişim ağımız var ve bu ağ elektronik postalar üzerinden ilerliyor. internetin avantajını burada görüyoruz. her hafta basit bir mail yazıyor, bir ürün listesi ekliyor ve yararlanıcılarımıza gönderiyorum.

buna başladığımda otuz arkadaşıma gidiyordu bu mail, işte diyorum ya sonra üç yüz, üç bin derken bugün altmış bin mail adresine gidiyor bu. iki kişi okusa 120.000 kişiye ulaşıyor demektir ki bu bazı gazetelerin günlük tirajından bile yüksek.

orada da işte en büyük avantajı yakalıyoruz, yararlanıcılarımız ile kurduğumuz bu büyük ağı bir güce çeviriyoruz. bu güç gıdayı, gıda sektörünü değiştiriyor.

ipek hanım çiftliği

bir e-ticaret sitesi modeli yerine mail ile müşterilerinize ulaşmaya devam ediyorsunuz, bu konuda düşüncelerinizi öğrenebilir miyim, hala devam eden mailing serüveni nasıl gidiyor?

evet evet hala devam ediyorum. google’ın altyapısını kullandığımız basit bir sistemden ötesi değil. bildiğiniz Gmail. :) kapasitesi biraz yüksek sadece. altmış bin kişiye her hafta ulaşan mail’ler, haftada ortalama 5.000–6.000 soru, cevap, arşivlenmiş bir buçuk milyon ileti… çok yorucu benim için elbette. bazen sabah 5'te başlayıp gece 12'ye kadar yanıtlıyorum, bazen yetişemediğim oluyor, çiftlikteki kızlarla imece usulü yazıyoruz… belli bir düzende, hatasız ilerliyoruz ama. :)

bence sadece satış yapmıyorsunuz aynı zamanda her haftanın hikayesini de mail kutumuza bırakarak bizimle öykünüzü paylaşıyorsunuz. İlk mail bülteninden itibaren hikayeler yazıyor muydunuz, ve bununla ilgili nasıl geri dönüşler aldınız?

hikayeler değil de, o hafta anlatmak istediklerimi basit bir yazıya döküyorum. bir arkadaşıma mektup yazıyormuşum gibi… bazen kızımın derslerini anlatıyorum, bazen annemi, bazen ege’deki turizm kazıklarını. en çok da elbette içinde olduğum tarımı ve gıdayı anlatıyorum. sansürsüz, tam ortasından. “ay pınar kafamız şişti” diyen de var, hakkımda “acilen vaaz vermeyi bırakmalı” diyen de var. ilgiyle okuyanlar, aynı ilgiyle paragraflar dolusu yanıtlar yazanlar çok çok var. birlikte araştırıyor, birlikte öğreniyor, öğrenirken öğretiyoruz.

dijitalde kendi çiftliklerinde organik tarım yaptığını belirterek satış yapan bir çok web sitesi var, bu sektörün ülkemizdeki durumu hakkında ne düşünüyorsunuz?

onlardan çok var. beş yüz civarı filan… gerçekten tarım yapan çiftlik sayısı ise iki elin parmaklarını geçmiyor. hiç lafı dolandırmadan açık söyleyim, %99'u dolandırıcılıktan başka bir şey değil. çoğunun ilham meleği de ben oldum maalesef… baktılar, ipek hanım çiftliği, herkes konuşuyor, siparişler vs vs. Dediler ki biz de açalım bir internet sitesi, ahmet bey çiftliği, ayşe ana çiftliği… sipariş gelirse bir yerlerden alır, bulur göndeririz. “-mış gibi” yaparız. her hafta on tane internet sitesi açılıyor böyle, şirketler kuruluyor, %99'u da birinci yılını dolduramadan batıyor ya da kapanıyor. Maalesef atladıkları en önemli şey burada başarının sırrının iyi bir pazarlama, iyi bir tanınırlık, şık bir internet sitesi filan olmadığı; sadece ve sadece iyi, dürüst bir tarım olduğu. bunu da yapmak cidden zor. maliyeti bir yana kalsın, gerçek anlamda zor.

haber türk’de katıldığınız bir programda ‘’sosyal medyanın hiçbir imkanını kullanmadım’’ dediniz. dijitalde insanlarla temas kurdunuz ama sosyal medya hiç etken olmadı, bu başarı hikayesinin arkasında yatanlardan bahseder misiniz?

yıllarca twitter, facebook vs. kullanmadım. “herkes oralarda, ben eksik kalayım” dedim sanırım. hala da kullanmıyorum bu ikisini. sadece artık yoğun ısrara dayanamayıp basit bir instagram hesabı açtım çiftlik için. onda da öyle “#mmm…nekadarlezzetli #organikyaşam #bizdensatınalın” tarzı etiketler falan kullanmıyoruz, sadece arada sırada çiftlikten bir iki fotoğraf paylaşıyoruz. samimiyet ve gerçeklik. ipek hanım çiftliği, hiç alçakgönüllü olmaya gerek yok, çok büyük bir başarı hikayesidir. onlarca ödül aldı, iki üniversite tezine konu oldu, yüzlerce haberde yer aldı, amerika’da, yale gibi saygın bir üniversitede “case study” olarak incelendi. başarısının arkasında temiz bir tarımdan, gerçek gıdadan, anlattığını “sahiden” yapmaktan başka hiçbir şey ama hiçbir şey yok. diyorum ya, bir mail hesabı, bir blog, bir dizüstü bilgisayar… hepsi bu. :)

ipek hanım çiftliği’nin mail bültenine abone olmak isterseniz ipekhanim@ipekhanim.com mail adresine abone olmak istediğinizi belirten bir mail gönderebilirsiniz.

ipek hanım çiftliği hakkında daha fazla bilgi edinmek için ipekhanim.com’u ziyaret edebilirsiniz.

türkiye’deki dijital kültürü sizlere anlatmak ve türkiye’nin dijital dönüşümüne tanıklık etmek için çalışıyoruz, dijitale tanıklık etmek için bizi takip etmeyi unutmayın.

--

--

dijitolog ekibi, dijital kültürü anlamak için haber, araştırma ve video içerikleri üreterek türkiye'nin dijital dönüşümüne tanıklık eder.