Yapay zeka, Chatbotlar, Blockchain ve dahası, Erhan Tamer — Sorduk

--

Chatbotlar, yapay zeka, ve blockchain konusu hakkında daha fazla şey öğrenmek ve sizlerle paylaşmak istiyorduk. Bu konuda birisiyle sohbet etmek istediğimizde kime sorsak diye çok fazla düşünmeden öngörü ve fikirlerine güvendiğimiz Erhan Tamer’e gittik.

Erhan Bey, yapay zekanın geleceğini, chatbotlara nasıl bir bakış açısıyla yaklaşmamız gerektiğini ve blockchainin hepimiz için önemini anlattı ben de keyifle dinledim. Uzun sohbetlerimizin sonunda sizler için keyifli bir röportaj hazırladık. Sormak istediklerinizi aşağıya yazarak Ali Erhan Tamer’e sorabilirsiniz.

Ali Erhan Tamer sizin tanımınızla kimdir?

Kendimi profesyonel kariyerimin başladığı ilk günlerden beri bir girişimci olarak tanımlayabilirim. Henüz üniversite ikinci sınıfta iken başladığım kariyerimin içerisinde “farkındalık”, “farklılık”, “yenilikçilik” meseleleri hep gündemimin ilk sırasında yer aldı. Yaptığı işi farklı yaparak ya da farklı bir şekilde paketleyerek doğru sonuçlara ulaşan bir çok hikayenin hem parçası hem de gözlemcisi olarak çalıştığım kurumlara yenilikçi bir tavır getirmeye çalıştım.

Böyle bakınca profesyonel yaşantımı sonlandırdığım günlerin çok öncesinden bir girişimciydim aslında. Patronlarının girişimlerini büyütmüş ve iç girişimci. Geldiğimiz noktada ise son 5 yıldır girişimlere vermiş olduğum danışmanlıklar ve ardından kendi hayallerini hayata geçirmek için kurduğum girişimlerle yoluma devam ediyorum.

- Peki bütün bu uzun hikaye içerisinde şu anda kendinizi kısaca nasıl tanımlıyorsunuz?

‘’inovasyon girişimcisi’’ ya da “İnovasyon takıntılı bir insan” olarak tarif edebilirim kendimi. Futurist gibi iddialı tarifler yapmak istemem ama gelecekle meselesi olan biriyim. Endüstri çağını okumuş, donanım çağını deneyimlemiş, platform çağının doğumunu görmüş biri olarak, bilgi ekonomisinin geldiği noktada, hem kendi girişimlerimde hem de danışmanlık verdiğim müşterilerimde geleceğe imza atacak işler yapmak istiyorum.

Botudio’nun kuruluş hikayesinden bahsedebilir misiniz?

Hikayemiz Facebook F8 konferansı ile başladı aslında. Yapay zeka konusuna uzun zamandır kafayı takmış biri olarak bunun ürünleştirilmesi konusunda en doğru fırsatı Chatbot’lar olarak görmek ve bunu paylaştığım Botudio’da ortaklarım Arda ve Kıvanç’la fikirlerimi paylaştığım günden bugüne kadar yaşadıklarımız aslında Botudio’nun toplam hikayesi. Şirketi kurduğumuz günlerde tek meselemiz daha çok kural bazlı çalışan chatbotlar iken altıncı ayımızda gördük ki chatbotlar buzdağının sadece görünen kısmı. Botları gerçekten insan gibi düşünüp insan gibi davranabilen yapılar olarak görmeliyiz ve bunu becerebilirsek eğer, geleceğe imza atacak işler yapabiliriz dedik ekipçe.

3 ay sadece ürüne odaklanarak çok öncesinde adım adım kendimizi geliştirdiğimiz, makine öğrenmesi algoritmaları, doğal dil işleme teknolojileri gibi bir çok konuda birden fazla kurgu ve mimariyi test ederek geldiğimiz bugünki noktada artık kendimize bir yapay zeka şirketi diyebiliyoruz.

Dünyada belkide ilk kez, tamamen yapay zeka tabanlı ve klasik anlamda arama motorlarının yaptığını bir chatbot olarak sunan yeni web’imizi çok kısa süre içerisinde yayına alıyoruz. Süprizlerin bir kısmı yayına alacağımız tarihe kadar bizde kalsın ama kullanıcılarımıza hayal bile edemeyecekleri bir deneyimi yaşatacağız. Dilerlese kendilerinin de eğitebilecekleri bir web robotundan istedikleri her hizmeti alabilecekleri bir alt yapıdan bahsediyoruz.

Son 2 yılın trendi ZERO UI (Ekransız arayüz) belki de ülke sınırları içerisinde ilk kez hayata geçiyor ve dünya genelinde de çok az örneğini göreceğiniz şekilde, kişiye özet web robotu olarak hizmet veriyor olacağız.Üstelik bu yapay zeka çözümümüzü arka tarafındaki tüm yetenekler ve servisler ile birlikte Open API sunacağız.

Biz yapay zeka meselesinin Wordpress’i olmak istiyoruz, sadece şirketimiz için değil dünya için de yapay zekayı desteklemek istiyoruz. Kullanıcılarımız ürettiğimiz algoritmamızı web sitemizden indirerek kendi yapay zeka botlarınızı yaratabilecekler ya da kendi kurumsal web sitelerinin dakikalar içerisinde Yapay Zeka versiyonunu üretebilecekler.

Erhan Bey, konuyu anlatırken heyecanınızı görebiliyorum, adeta bu konuda can buluyorsunuz, bu ilgi nasıl oluştu?

Black Mirror hastasıyım. Person of Interest seyrederim, hobilerimin çok önemli kısmı yeni teknolojiler ile ilgili kitaplar okumak, dünyadaki trendleri teknolojik dönüşümleri takip etmek. Big Data çok uzun zamandır ilgimi çekiyor ve bu konunun etrafında büyük bir mimari oluşuyor. Datanın oluşumu, iletimi, kaydedilmesi, işlenmesi ve karar & sonuç üretilmesi ayrı birer yıkıcı inovasyon konusu. Gecem gündüzüm bu meseleler ile geçiyor diyebilirim.

Şu anda chatbotlar ile neler yapabiliyoruz, Türkiye’de chatbot kullanımı ne durumda?

İlgi düzeyi ile uygalamalar arasında bir paralellik olduğunu söylemek zor. Konuya maalesef önemli sayıda kurum IT meselesi olarak yaklaşıyor ki bu büyük bir yanılgı. İşe ait bir konu chatbotlar. İşin sahiplerinin olmadığı ve buradan yaratılacak değerlerin IT birimlerine bırakıldığı hiç bir şirkette bu konuyla ilgili ilerleme sağlanamıyor. Burada en önemli değişken iş birimlerinin konuya yaklaşımı ve sindirimi. Chatbotlar iletişim, pazarlama ve etkileşim dünyasında neler yaratabilir kafa yorulması gereken konu ve burada hala önemli eksiklerimiz var.

Chatbotlar ilerleyen dönemde hayatımızda daha etken bir konumda olacaklar mı?

Yıkıcı inovasyon bir konu bot konusu ancak hala güven sıçramasının ilk aşamasındayız. İnternetten ilk kez kredi kartı bilgimizi girip birşeyler aldığımızı günü düşünün. Ona benzer bir güven sıçramasının arefesindeyiz.

Tam da bu sıçramadan hemen önceki üç aşamalı güven değişimi süreçlerini tamamlıyoruz. Önce fikre inanırız, sonra platforma ve en sonunda hizmet sağlayıcıya. Bu örnekte bir robotun insan gibi konuşması fikrini ve onun zekasının test ediyoruz halen. İkinci olan aşama bu fikrin gerçekleştiği platformlara olan güvenimizi sorgulayacağız ki bu aşamayı o markaların gücü ve yaygınlığı sebebiyle çabuk geçeceğiz. Son aşama ise hizmet sağlayıcının -ki bu örnekte Yapay Zeka- kabiliyetini ve yeteceğini sorgulayacağız. Yani her dediğimi anlıyor mu gerçekten meselesi. Bu süreçleri 5 yıldan kısa bir süre içerisinde tamamlayacağımızı düşünüyorum. Buna paralel olarak da hayatımızda çok önemli yer edeceğinden hiç şüphem yok chatbotların.

Botudio’nun farklı chatbot ve yapay zeka projeleri bulunuyor mu biraz bahsedebilir misin?

Öncelikle net olarak kendi web sitemize odaklandık bunun dışında aramıza yeni katılan markalarımız için çözümlerimizi geliştiriyoruz. AI as a Service ulaşmak istediğimiz yolun sonu. Bu sebeple bütün faaliyetlerimizin buna hizmet etmesini istiyoruz.

Chatbot ile chatleşerek, chatbot kurma fikri üzerine inşa ettik herşeyi. Zero UI’dan ödün vermek istemiyoruz. Ekransız etkileşim trendinde çok inanıyorum bu sebeple birinci aşama chatbotlar ve sonrası sanal asistanlar yapılacaklar listemizin önlerinde yer alıyor.

Bir de yıkıcı mesele Blockchain ile Yapay Zeka botlarının birleştirmek konusunda da önemli adımlar attık. Bir kısmı sürpriz kalsın ve kendi para birimimizden ya da robotlarla konuştukça para üretmekten bahsedeceğimiz günler 2018 ilk çeyrekinde Botudio ile hayatımızda olacak.

Sizce bir gün insanlar arkadaşlarına yazmak yerine sanal asistanına yazmayı tercih edip yalnızlaşacaklar mı?

Black Mirror Sezon 2 Bölüm 1, sunumlarımda da sık sık kullandığım bir bölümdür. Vefat etmiş kocası ile chatleşen bir kadını ve meselenin nerelere gidebileceği ile ilgili bir bölüm. Konunun sosyolojik veya psikolojik tarafları ile ilgili birşey söyleyemem ancak bugün ki algoritmalarla bu meselelerin çok uzağında değiliz. Dating uygulamalarında şahısların yapay zeka versiyonları ile sohbet edip, çıkacak skora göre gerçekleri Match etme fikri mesela. Neden olmasın.

BITCOIN MESELESİ

Blockchain konusunda ne kadar ilgili olduğunuzu biliyorum, biraz Bitcoin hakkında konuşalım istiyorum.

Bitcoin kullanıyor musunuz? Bitcoin hakkında genel düşünceleriniz neler?

Evet bitcoin başta olmak üzere bir çok şifrelenmiş para birimine sahibim. Diğer yandan konuya dijital para birimleri boyutu ile yaklaşmak konusunda çekingenim. Blockchain çok daha büyük vaatlere imza atan ve çoğunun da kabul ettiği gibi son 100 yılda elektrik ve internetten sonraki en büyük icat. Ben konuyu çok ciddiye alıyor ve buradaki fırsatları değerlendirmeye çalışıyorum. Yakın zamanda Blockchain konusunda Estonya merkezli bir şirket kurdum, bu şirket Blockchain iş modelleri, teknik kurulumlar ve ICO’lar ile ilgili hem kendi girişimlerini yapacak hem de danışmanlık hizmetleri verecek. Halen üzerine çalıştığımız, Green Tech, Food Tech, Fintech ve Health Tech konularındaki Blockchain projeleri üzerine çalışıyoruz.

20 kişilik köylerde yaşadığımız ilk çağlarda herşey güven esasına dayalı iken ticaret de ekonomik ilişkiler de basit kriterlere göre yönetiliyordu. Birinin güvenini sarsarsan bu küçük köyde adın çıkar ve iş yapamayacak duruma gelirdi. Nüfuslar kalabalaştıkça, köyler kasabalara ve son mega kentlere dönüşürken artık iki kişi arasındaki güven üzerine yürütmek imkansız hale geldi ve taraflar 3. Kişi ya da kurumların güvenine ya da onayına ihtiyaç duymaya başladı. Elden para vermek yerine, dekontlarını saklayabileceğim banka transferleri güvenilir kabul edildi. Bankalar bizim için yasal ve güvenli bir şekilde kayıtlarımızı tutuyordu ne de olsa.

Şimdi tamamen değişen bir oyundan bahsediyoruz. Bu iki kişi arasındaki tasdik ve kayıt kurumları, dağıtık ve şifrelenmiş bir şekilde merkezi olmayan makinelerde kayıt tutabilen blockchain sayesinde gereksiz kurumlar hale gelmeye başladı.

Bu konuda tabiki yukarıda bahsettiğim güven değişimi süreçlerini geçirecek. Ancak yaygınlaşması ile birlikte, kuruluşlar ve hatta kamu kurumları bir çok alanda pek de gerekli olmayan organizasyonlar haline gelecek. Bu noktada en önemli karar mevcut kurumların ve kamu organizasyonun meseleye nasıl yaklaşacaklarına karar vermeleri.

Estonya her şeyini Blockchain’e taşıdı, taşıyor. Hilesiz, suistimalsiz veya ihmalden kaynaklanan hatasız bir kayıt dünyası. Tekrar ediyorum, bana yüz yılın en büyük üç icadı ne diye soracak olsaydınız üç şeyi söylerdim: Elektrik, internet ve blockchain!

Bütün dünyanın sanal paraya geçişi ne kadar uzağımızda?

Dünyadaki kağıt para şu anda bulunan paranın sadece %3’ü. Aslında çok dijital bir ekonomideyiz. Eğer sanal ödeme alışkanlıkları hızlanır ve işletmeler de daha çok bu deneyime odaklanırsa kağıdın tamamen ortadan kalkması çok da zorlu bir süreç olmayacak. Ancak konuya iki aşamalı bakmak lazım, nakitsiz hayat ile, merkezi parasız arasında büyük farklar var. Nakitsiz hayattan çok uzak olduğumuzu düşünmüyorum. Merkezi para birimleri olmadan yaşanacak bir ekonomik modelden ise biraz uzağız. Ancak bu kıyıdan yüzlerce mil açıkta oluşmaya başlamış ufak bir dalga. Ufak bir deprem ya da doğal olarak rüzgarlar ile her kurum bu dalganın altında kalacak.

Peki Ekosistem?

Gençlere ve girişimcilere tavsiyeleriniz var mı?

İki büyük dalga ile karşı karşıya gençlik. Birincisi yapay zeka. Burası özellikle geleceğin mesleklerinin şekillenmesinde önemli bir rol alacak Yapay zeka Versiyon 1.0’dayız şu an. 10 yıl içerisinde Super AI’dan bahsediyor olacağız.

İnsandan daha iyi karar alan makineler. Bunun yaratacağı mesleki dönüşümleri ya da yeni meslek ihtiyaçlarını ön gören bir gençliğe ihtiyaç var. Çok basit bir anlatımla her hangi bir üniversitedeki Ingilizce işletme bölümleri artık çok da ihtiyaç duyacağımız kaynaklar yaratmayacak. Bu noktada daha çok yaratıcılığa, yeteceğe ihtiyaç duyacağız. İnsan gücüne halen ihtiyaç duyacağımız alanlar da bu alanlar. Ancak şahsi kanaatimi çözüm girişimcilik de. Çok fazla OPEN bir dünyadayız.

Şu sıralar herkesin konuştuğu TESLA’nın sahip olduğu tüm patentlerin açık olduğu, dünyadaki önemli bankaların tüm servislerini API’ler ile açık hale getirdiği bir dünyada, gençlerin daha yaratıcı çözümler üretebilecekleri, hayatı kolaylaştıracakları fikirler ile kendi hikayelerini yazabileceklerini düşünüyorum. Bir de en önemli tavsiyem okumaları. Bu konuda söyleyebileceğim tek şey, girişimcilik konusunda en önemli ilham kaynağım olan Elon MUSK’ın biyografisinde söylediği söz.

“Oku” Çünkü neyi bilmediğin hakkında hiç bir fikrin yok.

--

--